15 Şubat 2011 Salı

Damsız Girilmez

15 Şubat 2011 Salı
Eskişehir' e gittim Cücük. Evet okul açılmadan bir haftalık tatilimin 4 gününü bu güzide şehirde geçirdim.

İlk gün yani Perşembe günü saat 14 gibi kalktık zira gece 5 gibi Eskişehir' e varmıştık. Aslında gece 3 buçuk gibi varmamız gerekirken tren rötar yaptı. =) Bildiğin bozuldu, yarım saat bekledik ardından benzinli lokomotif bizi 18km hızla çekti falan. Aslında bu yavaşlık birinin hoşuna gidiyordu O da Apo' nun kedisi Suzan' dan başkası değildi çünkü Suzan' ın çok çişi gelmiş ancak trenin hızından şikayetçiydi, huysuzlanıyordu vs.. =)

Neyse Perşembe demiştim. Perşembe Anadolu Universitesinin 2 Eylül Kampusune Apo' nun ders seçimi konusunda danışman hocasına soru sorması için gittik. Danışman demişken Apo' nun danışmanı Alper Hoca oldukça cool bir insandı. Azarlama ile öğüt verme arasındaki çizgide gidip geliyordu. Bu sırada yanımızda Muğla-Milas' tan dikey geçiş yapmış olan Murat da vardı.

Okuldaki işimiz bittikten sonra Eskişehir' in akşamlarına aktık Cücük. Sokaklar caddeler gezdik falan. Ardından oradaki Leman kültüre gittik. Güzel dekore etmişler beğendim. O günü öylece bitirdik. Ertesi gün ise gene 2 Eylül kampüsüne gittik Apo SSK işini halletmek için öğrenci belgesi alacaktı.Hatta yolda Mimar Sinan Univesitesi' nin öğrenci işlerini andık. Bir öğrenci belgesi için bile bürokratik engeller koyarlardı Pazartesi Çarşamba ve Cuma günleri verirlerdi öğrenci belgelerini ne komikti ya şimdi okullarımız çok hızlı falan derken Apo' nun okulu da Cuma günü başvurmamıza rağmen öğrenci belgesini Pazartesi alabilirsiniz diyince güldük baya. =) Bu arada 2 Eylül Kampüsü içindeki hazırlık binasını mimari açıdan başarılı buldum.

Sana biraz Eskişehir' den bahsetmek isterim Cücük. Burada şehircilik güzel kurgulanmış. Ayrıca heykellerin bazıları göz yorsa ve renkleri ilginç de olsa güzeller. Olmamasından iyidir diyorum ama bazıları kötü be Cücük' üm. Ama demin demiştim ya hazırlık binası diye heh işte onun bahçesinde kırmızı bir heykel vardı onu beğendim.

2 Eylül Kampusunden sonra Anadolu Universitesi' nin ana kampusu olan Yunus Emre kampusune gittik. Gerçekten büyük bir yer burası. Mimari açıdan bakacak olursak yapıların cephleri tuğla kaplamadan geçilmiyor. Sanırım yakınlarda ciddi bir tuğla üretimi var.

Kampusten sonra Esra ile buluştuk. Esra' dan bahsetmemiştim sana Cücük. Mimar Sinan' dan arkadaşımız da O da. Tekstil okuduktan sonra güzel sanatlara hazırlanıp Anadolu Universitesi' nin Resim bölümünü kazanmıştı. O' nunla Erasmus öğrencilerinin takıldığı bara gittik. Bir sürü ülkenin bayrağı vardı. Masalara adisyon olarak ülkelerin bayrağını veriyorlardı. Bize İran' ın düşmesi düşündürücü tabi. =)

Bu bardan ayrıldık ve oraların meşhur gece klubu 222' ye gittik Cücük' üm. Burada bildiğin kurtları döktük. Baya eğlendik ve yorulduk. Gece Esra' yı evine bıraktıktan sonra Apo' nun arkadaşı Fatih' i tren garından aldık. Kendisi haftasonu için gelmişti.

Cumartesi günü oraların geleneksel mahallesi olan Odunpazarı' na gititk. Burayı da turistik bir doku haline getirmişler.  Başarılı uygulamalar vardı. Sadece evleri restore etmeyerek, karikatür, lületaşı- cam müzesi gibi müzelerle donatmışlar çevreyi. Karikatür demişken bir karikatür vardı ki hoşuma gitti açıkçası tam bir doğu-batı sentezi olmuş. =) Buradaki evler geleneksel Türk Evi ve lületaşı gerçekten ilginç bir taş. O bölgede çıkıyormuş. Oyması kolay ve zevkli. Buradan arkadaşlarıma hediyelik eşya almamın başarılı bir seçim olduğunu düşünüyorum bu yüzden. Odunpazarı' nda bir tepeye çıkıyorsun ve tüm Eskişehir ayaklarının altında oluyor. Gerçekten de heryeri görebiliyorsun panoromik bir görüntü var önünde.


Odunpazarı' ndan sonra Sazova parkına gittik. Tematik bir park yapmaya çalışılmış burada. Göletiyle çevre düzenlemesiyle ve etrafında dolanan ufak treniyle dikkatimi çeken bu parkta Türkiyenin çeşitli kulelerini toplayarak yapılmış bir şato var ki evlere şenlik. Galata kulesi, Antalya Yivli Mimare vb gibi kuleleri toplayıp "Masal Şatosu" yapmışlar. Ah bir de anlam veremedğim şu maviye boyamasalarmış da Disneyland etkisinden kurtulsaymış dedim. Şatonun dışında bir de Kristof Kolomb' un ve Nuh' un gemilerinin maketi var. Kristof Kolomb' un gemisi neyse de Nuh' unkini hiç yapmasalar da olurmuş. Sanki şatonun inşaatında kullanılan kalıpların ahşaplarından artanlarla yapılmış derecede minik birşeydi. =) Parkın panoromik fotosunu çekmek için kullandım bu gemiciği. =)


Pazar günü yani son günümde ise Kentpark' a gittik. Burasını duymuşsundur belki Cücük. Eskişehir' in plajı olan yer. Buranın pek bi atraksiyonu yoktu malum ölü sezonda gittim ya. =) Boştu, bahar ve yaz aylarında burayı zihnimde canlandırdım ve gayet eğlenceli bir yere benzedi gözümde.. =)

Evet Eskişehir böyle birşeye benziyordu. Ama birşeyi eklemeden bitirirsem ayıp olurdu o da billdoardlar. Eti Eskişehir' i ele geçirmiş ok bunu anlıyorum ama neden Kibariye sorarsım sana ey Eti!  Gittiğimiz heryerde bu reklam vardı; universite kampsulerinde, tramvaylarda, sokaklarda, caddelerde heryerde ulan!

2 yorum:

habi

suzanla tanışmak için can atıyorum cücük=))

FERibot

Kendisi Eskişehir'de ikamet etmekte.. =)

Yorum Gönder

 
◄Design by Pocket, BlogBulk Blogger Templates. Blog Templates created by Web Hosting