29 Haziran 2011 Çarşamba

Camur

29 Haziran 2011 Çarşamba
Ne var ne yok Cücüğüm? Bende pek birşey yok, hafiften monotonlaştı sanki hayatım öyle hissediyorum ama gelecekle ilgili planlar falan alıyorum bir yandan tuhaf yani... Geçen hafta havuz projesini bitirdikten sonra Cumartesi günü Semih' in doğumgünü kutlamak adına ufak bir sürprize girişeyim dedim. Eti Browni Intense' e ufak bir mum dikip Koşuyolu Parkına gittim. Sözleştiğimiz yere gelince gölgede kalan bir çocuk vardı. Semih olduğunu düşünüp, mumu yakıp üzerine doğru gitmeye başladım ama yaklaıştıkça içimde "ulan ya O değilse" diye bir kuşku da oluşmadı değil ve karanlık olduğundan mütevellit çocuğun yanına yaklaşık olarak 4.2 metre yaklaşınca Semih olmadığını fark edince tuhaf bir durum oldu. Cücük şöyle bir ambiyans tahayyül et kafanda; elinde, üstünde mumu yanan bir Browni Intense ile üzerine doğru tanımadığın bir çocuk geliyor seni görüp yoluna devam ediyor falan.. =) Tam o esnada telefonum çaldı ve Esra yazıyordu ekranda ama Elif' in sesiydi. Zaten deminki durumdan dolayı bir afallama yaşıyordum bir de üstüne bu gelince adeta duraksadım yolda! Elif' le Esra tatile çıkmışlar, Esraların yazlıkta takılıyormış güzel valla Cücüğüm. Ben ne zaman tatile çıkarım orası muallak işte.. =) Bu arada Cumartesi ve pazar günü 2 güzide film izledim bunlardan ilki henüz ülkemizde vizyona girmemiş ama başroldeki oyuncuyu Hangover serisinden tanıdğımız yakışıklı, yumurta gibi oğlumuz Bradley Cooper' ın oynadığı Limitless' dı. Filmin konusu beynin performansını %20den %100e çıkaran yasadışı bir "ilaç" ın kullanılmasıyla gerçekleşen olaylar dizisiydi. İkinci filmim ise  City Of God yani orjinal adıyla Cidade de Deus. Bu filmin konusu da Brezilya varoşlarındaki çete savaşlarını konu alıyordu. Filmde ölen ölene o derece!.. =)

Bu hafta ilk 2 gün ofiste İzmit' te yapılacak bir konut projesi için tasarım yaptım ardından diğer 3 gün ise okul projesi çizdim. Okulun çok işi var ve ay sonunda teslimi var nasıl yetişecek onu  hiç bilmiyorum Cücük! Pazartesi günü Apo ile buluştuk. Yemek yedikten sonra Kadıköy' de oturduk. Yanımızda Nazlı, Doğuş, Cansel, Semih ve Cansu da vardı. Cansu da Gülüzar gibi Erzincan' lıymış. Gülüzar' la telefonda konuştuk kendisi Sena ile haftasonu 1 haftalık Didim Tatiline çıkacakmış. Çarşamba günü Zelia ile buluştuk ve Moda' daki çay bahçesinde Türk kahvesi içtik. Zeliha falımda yelpazeli bir kız gördü ben de onun falında topuklu ayakkabı gördüm.. =) Perşembe günü Apo akşamüstü beni ofisimde ziyarete geldi ayak üstü lafladık biraz. Cuma iş çıkışı spora gitmeyip, yaklaşık 6-7 yıldır apartmanın merdiveninin altındaki depoda terk ettiğim bisikletimi temizledim. Çünkü Apo ile hafta içinde 2 kez buluşmuştuk ve kendisi hep bisikletle gelerek beni özendirmişti. Zaten staja da bisikletimle gidip gelmeye karar vermiştim. Bisikletimi temizlemem baya vaktimi aldı. Ardından tekerlerini şişirmek için Semih' ten pompa istedim. Hızır gibi çocuk vesselam arkadaşından pompa bulup gitirdi. Eski pompacılardanmış =P.. Cumartesi bisikletin bakımı için eski Salı Pazarı' nın oradaki bisikletçilere gittim. Bisikleti bırakıp Apo, Erkut ve Duygu ile buluştum. Duygu' yu ve ardından Erkut' u yolcu ettik ve bu sırada Apo' nun arkadaşı Fatih geldi bisikletiyle. 3 kişilik minik bir bisiklet çetesi olmuştuk. Önce Tepe Nautilus' e ardından da Caddebostan Sahil' e gittik. Giderden güzeldi de gece yağmur yağmayaydı iyiydi. Eve vardığımda kıçımda muazzam bir ağrı, sırtımda ve ensemde de çamur vardı.

Pazar günü ise bisikletimi temizledikten sonra uzun zamandır görüşmediğim ağır abim Erdem ile buluştum. Kendisiyle Ceviz Ağacı’ ndaki uzun sohbetimizin ardından Acıbadem’ de oturan Özgür isimli arkadaşını ziyaret ettik. (Bu arada Erdem’ in iş hayatındaki zorlu basamakları tek tek ve emin adımlarla çıkmasından gurur duyuyorum Cücük!) Özgür’ de Playstation 3 ve wii deki gibi hareket sensörlü kollardan varmış biraz onunla oynadık. Masa tenisinde çok başarılı olamasam da frizbide sükse yaptım Cücüğüm.. =P Akşam Nazlılar yazlıkta olduğundan mütevellit yalnız uyumaktan korkan Cansel’ lerde kaldım, Pazartesi işe direkt buradan geçtim. Pazartesi sabahı gene yağmur yağıyordu bu yüzden biraz ıslandım ama artık alışmıştım.. =) Pazartesi okul projesine devam ettim akşam da Nevzat, Berkcan, Semih, Cansu, İnci S., İnci’ nin sevgilisi, Doğuş ve Nazlı ile buluştum. Koşuyolu parkında basketbol oynadık.  Salı günü ise gene okul çizdim, hoca çizimlerimi beğendi =) akşam da spora gittim Öyle işte Cücük öpüyorum seni hoşçakal..

0 yorum:

Yorum Gönder

 
◄Design by Pocket, BlogBulk Blogger Templates. Blog Templates created by Web Hosting